buz kalıpları içinde aldığım nefeslerin
havaya buhar olarak yazdığı feryatları görmedi
ya buluta girdi yada görmezden geldi
mevsimlerle uğraşırken, aşklarıda yönetirim sandı, yanıldı
Çünkü aşk;
güneşe değil gümüş bir ay ışığına sevdalanırdı
uzaklara, denizlere ve gülen gözlere
güneşin sıcaklığı olmasa en fazla ölüm gelir
ama aşkın sıcaklığı olmasa ölümden beter bir yaşam gelir
bin defa öldürürde yinede o son nefesi verdirmez insana
her ölende pişman olur, avuçlarında kurumuş bir gül
Çareler tükenmiş olsada hayâl kurar, engeller olsada umut eder
vazgeçmez asla ! ! !
uzaklaşır, boyun eğer, susar ama vazgeÇmez
sevmek böyle olur, kadir kıymet bilir
nadirdir, nadidedir ama
her yanı ağulanmış (zehirlenmiş) yürek gibidir
yeni baştan öğrenmeye ne niyetim nede gücüm var artık
aŞk git başımdan ! ! !
sarı sayfalara ilan mı verdim?
yaldızlı davetiyeler mi gönderdim?
ne laf anlamaz şeysin sen
Çağrılmayan yere gelinir mi?
bak yine kapımdasın
git başımdan aŞk ! ! !
davetsiz misafirliğinden bıktım
yol geçen hanı değil yüreğim
yaşanmış sadece bir - kaç anımız vardı seninle
ben onları çoookkttaaann uuttum
git başımdan aŞk ! ! !
kanatma kapanan yaralarımı,
islatma kuruyan kirpiklerimi
alıp götürme ne olursun
benden beni
seninle alacak - verecek defterimi
yıllar önce kapattım
git başımdan aŞk ! ! !
bana bırak yüreğimi